Türkiye’de su kayıp ve kaçaklarının önüne geçilmesine yönelik adımlar, Avrupa Birliği’nin Su Çerçeve Direktifi’ne uyum kapsamında gündeme gelmiştir. Orman ve Su Bakanlığı düzeyinde oluşturulan önlemler programı, Onuncu Kalkınma Planı ve Türkiye çapında Kalkınma Ajansları’nın ilgili eylem planlarına da yansımıştır. Bu eylem planlarına göre “Su kayıp-kaçakları önlenecek, mevcut şebekeler iyileştirilerek sağlıklı ve çevre dostu malzeme kullanımı yaygınlaştırılacaktır”. Türkiye çapında su kayıp ve kaçaklarına yönelik önlemleri hayata geçiren en önemli adım ise geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren “İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği” olmuştur. Bu düzenleme ile belediyelerin 10 yıllık bir sürede kademeli olarak kaçak-kayıp oranını %25 seviyesine indirmiş olması gerekecektir. İstanbul, Denizli, Sakarya, Kayseri gibi illerde uygulanmasına başlanan “Su Dağıtım ve Kontrol Sistemleri” projeleri, her geçen gün Türkiye çapında yaygınlaşmaktadır.
Su, kaynağından temin edildikten sonra ham su terfi istasyonlarına, daha sonra arıtma tesislerine, buradan arıtılmış suların kullanıcılara iletilmek üzere depolandığı terfi istasyonlarına ve en sonunda su şebekelerine gelir. Bu iletim hattı boyunca kayıp ve kaçakların düşürülmesi için her bir istasyonda debi, su seviyesi ve basıncı gibi belirli değerlerin izlenmesi gerekir (Şekil 1). Böylece herhangi bir kayıp veya kaçağın gerçekleştiği nokta ve gerçekleşme şeklinin tespiti kolaylaşır. Bu değerlerin izlenmesi için, iletim hattı boyunca su terfi istasyonları, arıtma tesisleri, su depoları gibi belirli noktalara yerleştirilecek debimetre ve sensörler, programlanabilir bir kontrol cihazı (PLC) tarafından okunarak merkeze iletilir. Okunan değerlerin merkez tarafından kontrol edilebilmesi, önceden belirlenecek etkinlikler gerçekleştiğinde belli tedbirlerin alınabilmesi gerekir (Örneğin debi veya basıncın belirlenen seviyenin üstüne çıkması durumunda belirli pompaların devre dışı bırakılması). Böyle bir su yönetimi uygulaması için merkezde entegre bir SCADA yazılımı bulunmalı ve iletim hattı boyunca tüm noktalardaki değerler görüntülenebilmelidir.
Oldukça dağınık ve geniş bir alana yayılması muhtemel olan bu iletim hattında değerlerin okunduğu uç noktalardan merkeze güvenilir bir veri aktarımı yapılabilmesi için Ethernet, fiber optik veya kablosuz haberleşme altyapısının kullanılması gerekir. Gönderilen veri hacmi büyük bant aralığı gerektirmeyeceğinden fiber optik altyapı, bu tür bir uygulama için gereksiz ve oldukça yüksek bir maliyet ortaya çıkaracaktır. Ethernet kablolama, fiber optik altyapıya kıyasla daha az maliyetli olsa da, bu dağınık yapıdaki uç noktalar ile merkez arasında güvenilir bir haberleşme altyapısının sağlanmasının zaman, emek ve kaynak maliyeti yine yüksek olacaktır. Öte yandan hücresel haberleşme, hâlihazırda altyapı GSM operatörleri tarafından sağlanmış olduğundan ek bir altyapı masrafı ortaya çıkarmaz. Dolayısıyla su dağıtım ve kontrol sistemleri gibi geniş alanlara yayılan uygulamalarda uç noktalar ile merkez arasında veri aktarımında hücresel haberleşme en maliyet etkin yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Su temin ve dağıtım sistemlerinde güvenilir bir kablosuz haberleşme altyapısını güvenceye alacak iki etkili hücresel haberleşme çözümü sunmak mümkündür. Bunlardan ilkinde uç noktalarda PLC, datalogger, veri aktarımı gibi birçok görev tek bir cihazla halledilebilirken ikincisi ise hâlihazırda PLC ve datalogger gibi işlevleri üstlenen cihazların bulunduğu bir sistemde veri aktarımını en kolay, verimli ve kesintisiz biçimde, maliyeti de en aza indirerek sağlamayı amaçlar. Her iki çözüm de kullanıcılara önemli avantajlar sağlamaktadır.