Yenilenebilir Enerjinin Geleceği: IoT, Yapay Zeka ve Blockchain, Sektörü Nasıl Değiştirecek?
Yenilenebilir enerjinin geleceği, IoT, yapay zeka ve blockchain teknolojilerindeki gelişmelerle şekilleniyor. Günün birinde enerji sektörü abonelik ve paylaşım ekonomisi iş modeliyle çalışacak desek inanır mıydınız?
Bu dönüşüm, yenilenebilir enerjide kayda değer gelişmeler ve IoT, yapay zeka gibi yıkıcı teknolojilerin olgunlaşmaya başlaması sayesinde çoktan başladı bile. REN21 2019 Yenilenebilir Enerji Global Statü Raporuna göre yenilenebilir enerji, yakın zamanda dünya çapında elektrik üretiminin ana kaynağı olacak. Kurulu yenilenebilir enerji kapasitesi 1,246 GW’a ulaştı ve an itibariyle küresel toplam enerji üretiminin %26’sını karşılıyor. IoT, yapay zeka, blokchain (blok zinciri)’in sağladığı kazançlarla yenilenebilir enerji, geleneksel elektrik şebekesine yeni bir soluk getiriyor, böylece dünyanın ana güç kaynağı olma yolunda ilerliyor.
Hücresel IoT, Enerji Üreticileri ve Tüketiciler için Yeni ve Esnek İş Modelleri Sunuyor
Avustralya 1990’larda enerjide özelleşmeyi teşvik etmeye başladı. Bugünlerde enerjiye yönelik IoT’deki gelişmeler sayesinde Avustralyalı tüketiciler kendi enerji sağlayıcılarını seçebiliyorlar. Bu özgürlük, enerji üreticileri ve tüketiciler arasında daha esnek enerji tedarik sözleşmelerinin önünü açarak farklı enerji paketleri ve abonelikler gibi yeni iş modelleri oluşturdu.
Örneğin, Avustralyalı çevrimiçi yeşil enerji sağlayıcısı Powershop, hücresel IoT bağlantılarına sahip akıllı sayaçlar kullanarak sayaçların her daim kontrollerinin yapılmasını sağlıyor. Bu da Powershop’un kullanım rutinlerinden elde ettiği verilerle kullanım ücretlerini yoğun saatlere göre ayarlamasına olanak tanıyor.
Powershop müşterileri bir mobil uygulama üzerinden enerji tüketimlerini gözlemleyebiliyor, enerji kullanımlarını ve ihtiyaçlarını daha iyi anlayabiliyor. İhtiyaçlarına göre Powershop’ın sunduğu enerji paketlerinden seçerek kullanacakları enerjiyi önceden indirimli fiyata satın alabiliyorlar. Yoğun saatlerde enerji kullanımını azaltarak birtakım enerji tasarrufu şartlarını da sağlayabiliyorlar. Akıllı sayaçlar enerji kullanımını anında ve doğru biçimde izleyebildiği için, Powershop müşterilerine daha çevre dostu bir kaynaktan elde edilen yeşil enerji gibi farklı enerji paketleri sunabiliyor.
Yapay Zeka ile Çalışan Sanal Enerji Santralleri Akıllı Enerji Depolama ve Dağıtımının Önünü Açıyor
2011’de Fukushima Daiichi’de gerçekleşen nükleer felaketin ardından Japonya yenilenebilir enerji gelişimini aktif bir şekilde teşvik etmeye başladı. 2003 – 2012 arasında Japonya, yenilenebilir enerji alanında ortalama %5-9 gibi zayıf bir büyüme oranı elde etti. Ancak 2012’den sonra Japonya yenilenebilir enerjide adeta bir patlama yaşayarak ortalama büyüme oranını %26’ya çıkardı2.
Yenilenebilir enerji daha da kullanılabilir hale geldiğinde Tokyo Electric Power Company, Toshiba Energy Systems & Solutions ile işbirliği yapmaya başladı. Bu iki firma ülkenin dört bir yanına dağılmış yenilenebilir enerji santrallerini, IoT teknolojisi ve yapay zeka kullanan enerji depolama sistemleriyle bağlantılı hale getirdi. 2019’da Yokohama’da sanal bir enerji santrali kurdular. Hava durumu ve geçmiş enerji kullanımı verilerine dayanarak, yapay zeka yoluyla ne zaman fazla enerji üretiminin depolama sistemlerinde depolanacağına karar verildi. Böylece elektrik talebi arttığında, sistem depolanan gücü akıllı şebekelere aktarabilir hale geldi. Bu durum, yenilenebilir olmayan enerji alımını azaltmasının yanı sıra fazla gücü satarak ek gelir üretmeyi de sağlıyor.
Akıllı teknolojilerin enerji depolama sistemleriyle birlikte kullanılmasına başka bir örnek de geleneksel enerji santrallerini yeşil enerji ve sanal enerji santralleriyle birleştirmektir. Geleneksel enerji santralleri yüksek elektrik talebiyle karşılaştığında, sanal enerji santralleri enerji depolama sistemlerinde depolanan yeşil enerjiyi şebekeye verebilir.
Blockchain Geleneksel Alıcı-Tedarikçi İlişkisini Bozuyor
Lition Energie ve LO3 Energy, Almanya ve ABD’de yeni kurulan enerji ticaret şirketlerindendir. Benzersizlikleri, blockchain’in temel faydaları olan, dağınık yapı, şeffaflık ve güvenliğe dayalı, güvenilir bir enerji transferi ve ticaret platformu oluşturmuş olmalarından kaynaklanır. Bu sayede tüketiciler merkezi kuruluşlar yerine enerjiyi daha yeşil ve maliyet etkin tedarikçilerden satın almayı tercih edebilirler. Blockchain bunu işlem sürecini basitleştirerek ve işlem izlenebilirliği ile güvenliği sağlayarak mümkün hale getirir. Gelecekte tüketicilerin evlerine yakın küçük tedarikçiler ile dahi sözleşme imzalayabileceklerini öngörebiliyoruz.
Ufukta pek çok olasılık olmasına karşın, mevcut en büyük zorluk halen yenilenebilir enerjinin büyük ölçüde devlet teşviklerine muhtaç olmasıdır diyebiliriz. Yenilenebilir enerji ancak bu teşviklerle maliyet düşürerek mevcut geleneksel enerji üreticileriyle rekabet edebilir. Almanya’da son birkaç yılda elektrik faturalarının önemli ölçüde artmasının ana nedenlerinden biri, faturalara eskiden devlet teşvikleriyle karşılanan yenilenebilir enerji ek ücretinin eklenmesiydi. Bu değişiklik her ne kadar enerji tasarufu konusunda kamu bilincini arttırsa da endüstriyel faaliyetler ve günlük yaşamda daha yüksek maliyetlerle sonuçlandı. Şimdi ise yenilenebilir enerji sağlayıcıları, faaliyetlerinde olgunlaşan akıllı teknolojileri kullanarak hem daha ucuz enerji tüketiminin önünü açıyor, hem de çevre dostu tüketicilerin taleplerini karşılayabiliyor.
Yenilenebilir enerjinin geleceği, devreye alınan akıllı enerji sistemleriyle belirleniyor. Dünyanın dört bir yanında yenilenebilir enerji uygulamalarında endüstriyel ağ ve otomasyon çözümleri kullanılan Moxa, yenilenebilir enerjiye yönelik bir IIoT kılavuzu sunuyor. Bu kılavuz sayesinde çok çeşitli yenilenebilir enerji uygulamasında kontrol ve denetimin püf noktalarını öğrenebilirsiniz. Güneş enerjisi santrallerinden uzak konumlardaki rüzgar türbinlerine ve elektrikli araba şarj istasyonlarına birçok uygulamada bu kılavuzdan yararlanabilirsiniz. Moxa’nın yenilenebilir enerji IIoT kılavuzunu indirmek için tıklayın.
Moxa, enerji uygulamalarına IEC 61850-3 sertifikalı endüstriyel Ethernet switch modelleriyle de çözüm sağlıyor. Moxa’nın enerji sektörüne özel geliştirdiği Ethernet switch donanımlarını incelemek için tıklayın.
Kaynakça:
- REN21, Renewables 2019 Global Status Report, Paris, REN21 Secretariat.
- https://www.re.org.tw, Renewable Energy Information Knowledge Center.