Geçmişte fieldbus ağları, geniş çaplı yerel denetim ve rutin saha üstü bakım gerektiren izole otomasyon sistemleriydi. Bazı fieldbus ağları halen bu izole yapıyı benimsemeye devam ediyor. Verimliliği artırmak ve işletim maliyetlerini düşürmek amacındaki çoğu üretici ve fabrika işletmecisi ise, bu izole fieldbus sistemlerini merkezden denetleyebilmek ve kontrol edebilmek için Ethernet’e aktarmak durumunda kalıyor.
Sistemler arası işletim uyumluluğuna ek olarak fieldbus protokolleriyle haberleşen bölümler ile endüstriyel Ethernet ağlarının entegrasyonu, PLC ağ performansı ve yönetiminin optimizasyonuna da ihtiyaç duyar. Peki;
- PLC ağ optimizasyonunun yüksek ağ kullanılabilirliğini güvenceye alacak unsurlar nelerdir?
- Ağ denetim ve konfigürasyonunun günümüz teknolojisiyle mümkün en kolay hali nedir?
- Ağ esnekliği en yükseğe nasıl çıkarılır?
Gelin cevaplamaya çalışalım.
Otomasyonun Geçmişine Genel Bir Bakış
“Otomasyon” terimi, ilk kez 1946’da kullanılmış, daha sonra 1948 yılında bir dergide yayınlanmıştı. Burada geçen tanım ise şöyleydi: “Mekanik cihazların… zamanlanmış bir sırayla söz konusu görevleri… stratejik istasyonlarda işlem düğmesi kontrolüyle yerine getirecek şekilde kurulmasıdır”1 Mühendislerin 1940’larda otomasyondan bekledikleri ile günümüzde otomasyon ile elde etmek istedikleri temelde aynıdır; üretime insan müdahalesini en aza indirirken üretim kapasitesini en yukarı çekmek, üretim hızını artırmak ve istikrarlı yinelemeyi garanti etmek.
İlk otomasyon sistemleri, izole yapılarının yanı sıra genellikle doğrudan PLC’lere bağlanan I/O cihazlarını içeriyordu. Bu PLC’ler ise lokal kontrol odalarındaki SCADA sistemlerine bağlıydı. Günümüzde, modern endüstriyel otomasyon ağlarının yapısında buna kıyasla önemli bir fark bulunuyor. Bu fark, uzaktan denetim/kontrol merkezlerini büyük ölçekli, yayılmış sistemlere bağlayan, gittikçe de daha fazla kullanılan bir teknolojiye dayanıyor: Endüstriyel Ethernet.
Endüstriyel Ethernet teknolojisi, yüksek maliyetli özel otomasyon sistemlerine sağlam bir alternatif getiren deterministik kabiliyetlerle geliştirilmiş, çok çeşitli Ethernet-bazlı protokolden oluşur. Daha da önemlisi, bu protokoller tüm ağ düğümlerini (nodlarını) yönetim, kontrol ve saha düzeyinde birleştirebilecek çok daha ölçeklendirilebilir ve tümleşik bir yapıya olanak verir. Çoğu gelişmiş endüstriyel otomasyon sistemi, verimli bir biçimde fieldbus I/O cihazları ve Ethernet tabanlı PLC’ler arasında etkin bir biçimde köprü kuran ağ geçitlerine (gateway) ve uzak bölgelerdeki PLC’ler ile kontrol merkezlerindeki SCADA terminallerini bağlayan anahtarlara (switch) sahiptir. Bu cihazlar, işletim maliyetlerini düşürmede ve genişleyen otomasyon ağlarının üretim verimliliğini artırmada da önemli rol oynar.
IMS Research tarafından yürütülen son araştırmalara göre en yaygın üç Ethernet tabanlı protokol, EtherNet/IP, PROFINET ve Modbus TCP, dünyanın mevcut endüstriyel otomasyon kurulumlarının %65’ine tekabül etmektedir. Bu protokollerin toplam büyüme hızına bakıldığında ise 2010 ile 2015 arasında bu protokollerde 18 milyon yeni düğüme ulaşacağı görülmektedir.
Öte yandan dünya çapında mevcut fieldbus cihazlarının (tüm protokoller), 2010 yılında 183 milyondan 2015’te 326 milyonu aşan bir sayıya ulaşması bekleniyor. Endüstriyel Ethernetin gittikçe popülerleşmesine karşın fieldbusta görülen bu istikrarlı büyüme, endüstriyel Ethernete kıyasla fieldbus kullanımının hala saha düzeyi ağların kurulumu için daha kolay ve daha maliyet etkin bulunmasından kaynaklanıyor. Fieldbustaki bu büyümenin bir başka nedeni ise saha düzeyindeki ağlarda bulunan düğüm sayısının kontrol/denetim düzeyindeki ağlara göre kat kat daha fazla olduğu gerçeğidir. Büyüyen endüstriyel otomasyon ağları üretkenliği artırmak adına genişledikçe ve üretim sistemleri merkezî kontrole entegre edildikçe, çok çeşitli Ethernet tabanlı bu protokollerin entegrasyonu ve fieldbus sistemlerine cihaz köprüsü kaçınılmaz hale gelir.
Ethernet tabanlı bir tekil ağ yapısı operatörlere daha yüksek ağ ölçeklendirilebilirliği ve ağ esnekliğine, daha yüksek bant genişliğine ve daha hızlı geri kazanıma sahip bir merkezî ağ yönetiminin verimini sunar. Sistem performansının optimizasyonu ve ağ yönetilebilirliğinin iyileştirilebilmesi için, anahtarlar ve ağ geçitlerinin merkezî SCADA kontrol ve denetimine yönelik endüstriyel otomasyon ağlarına pürüzsüz biçimde entegre olabilmesi gerekir. Ancak, endüstriyel fieldbus ile endüstriyel Ethernetin entegrasyonu, mühendis ve operatörler için iki dikkate değer zorluk ortaya koyar:
- Anahtarlar dâhil tüm ağ düğümlerinin merkezî denetimi SCADA sistemleri üzerinde mevcut olmalıdır. Ancak, standart endüstriyel Ethernet anahtarları çok sayıdaki farklı endüstriyel otomasyon protokollerini tanımaz. Bu nedenle aynı SCADA üzerinden PLC’ler ve diğer I/O cihazlarıyla beraber denetimleri mümkün olmaz.
- Mevcut fieldbus cihazları, bir firmanın varlıkları içinde önemli bir kısma tekabül edebilir ve bu cihazların endüstriyel Ethernet ağlarına entegrasyonu PLC modülleri yoluyla yapılabilir. Ancak büyük ölçekli kontrol sistemlerinde endüstriyel Ethernet ağ geçitlerinin kurulması, fieldbus cihazlarının entegre edilmesine kıyasla daha maliyet etkin bir çözüm olur. Bu çözüm ise manuel olarak her anahtar ve ağ geçidini konfigüre etmeyi gerektireceğinden oldukça fazla zaman alır.
Birçok üretici otomasyon sistemlerinin bütünleştirilmesine yönelik fieldbus-Ethernet haberleşmesi için, cihaz özellikleri ile bileşenler, ve PLC’lerle sistem uyumluluğu da vurgulanan anahtar ve ağ geçitleri sunuyor. Ancak bunlar sistemlerin bütünleşmesine dair yalnızca en temel gereksinimleri oluşturuyor. Günümüzde piyasadaki çoğu endüstriyel anahtar ve ağ geçidi, yalnızca otomasyon odaklı bir yaklaşımla tasarlanmıştır. Genel performans, konfigürasyon/yönetim verimliliği, ve uygulama esnekliği gibi açılardan PLC ağlarının optimizasyonu gözden kaçırılmış görünmektedir.
PLC Ağ Optimizasyonu Bileşenleri
Yüksek Performans, Yüksek Ağ Kapasitesini Garantiler
Endüstriyel otomasyon ağlarında performans optimizasyonu, en üst düzey üretkenlik ve güvenilirlik için son derece önemlidir. Yüksek bant genişliği, yüksek veri aktarım oranları, anahtar ASIC’leri (uygulamaya özel entegre devreler) ve donanım özellikleri yüksek bir ağ performansının olmazsa olmazlarıdır. Ancak, ağ ulaşılamaz durumda olduğu takdirde bu özelliklerin hiçbir önemi kalmaz. Yüksek ağ kullanılabilirliği sağlamak yalnızca güvenilir ağ cihazları değil, aynı zamanda ağ ve bileşenlerinin bakım veya kesinti sonrası hızlı geri kazanımını da gerektirir.